Ezidiler - Bitmeyen Zulüm






Ezidiler, ortadoğu coğrafyasının sır kavmi olarak bilinseler de aynı coğrafyada yaşayan, güçlü dinlerin mensupları tarafından 1000 yıllık tarihlerinde 77 kez soykırıma uğramış bir topluluktur.

Aslen Kürt olup Kürtçe konuşur, dualarını kürtçe okurlar. Çeşitli kaynaklarda ezidilerin asuri olduğu ve kürtler tarafından asimile edildiği yazılsa da bu görmüş bir kanı değildir.

Dini ritüellerinde İslam, Hristiyanlık, Yahudilik ve Pagan dinlerinin etkisi görülür.
Yaratan Yezdan adı ile bilinir. Öyle yüksek bir mevkidedir ki ona doğrudan tapılamaz. Pasif bir güç olarak adlandırılır, dünyanın yaratıcısıdır, koruyucusu değildir.
En yüceleri Melek Tavus olarak bilinen Tavuskuşu meleğinin de aralarında bulunduğu yedi büyük ruh Yezdan'dan çıkmıştır. Melek Tavus kutsal iradenin aktif uygulayıcısı olarak bilinir ve Yaratandan ayrı düşünülemez.

Êzidilik inancı ve tarihi üzerindeki en büyük etkiyi Şeyh Adiy oluşturmuştur. Şeyh Adiy’in, Yezid bin Muaviye’nin soyundan geldiği ve Arap olduğu veya Hakkâri’de doğduğu, Kürt olduğuna dair iki farklı rivayet olsa da, bunun bir önem arz etmediği aşikârdır.

Ezidilerin kutsal mekanı Laleş vadisi olup, Hac vazifelerini burda yerine getirirler.

Êzidilerin bayramı Kürtlerin Çarşema Sor olarak adlandırdığı Kızıl Çarşamba’dır.

Zeytin Ezidiler için önemlidir. Laleş vadisinden toplanan zeytinlerinin yağlarıyla Tapınakların aydınlatması sağlanır.

Kuran ve İncili kutsal sayan ezidiler, din değiştirmeyi hoş karşılamamaktadır.

Ezidiler marul gibi bazı besin maddelerini haram kabul edip yemezler; beyaz, kahverengi, yeşil, kırmızı ve siyah renkleri kutsal sayarlar, maviden uzak dururlar.

Kültürel ve dinsel farklılıkları olan bu insanların şeytana taptıkları 21.yy dünyasında hala konuşulsa da onlar bunu reddederler. Kürtlere öznel bir inanış olan Êzidilik, adını “Beni Yaratan” anlamına gelen “Ezda”dan alır. Ezda Êzidilerde Allah’ın adına karşılık olarak kullanılır. Allah’ın adına karşılık olarak kullanılan bir kelimenin kökünden gelen ezdiliğin, ezidi olmayanlar tarafından şeytana taptıklarının söylenmesi traji komik bir durumdur.

Tarihsel gelişim süreçleri boyunca evrene, insana aslında yaratılmış olan her şeye saygılarından dolayı mazlum topluluk olmaktan kurtulamayan ezidiler, sistemin çarkları altında kalmaktan kurtulamamışlardır. Erkekleri öldürülmüş, kadınları köle pazarlarında cariye olarak satılmıştır. En son olarak Kuzey Irak’ı kan gölüne çeviren İŞİD tarafından yapılan bu ahlaksızca saldırılara maruz kalmış ve yine göç yollarına düşmüşlerdir.


İnançlar ve kültürlerinden dolayı katliama uğramış ezidilerin insanca yaşamaları için kalbimiz ve aklımızı dini kimliklerimizin önüne koyarak, onları anlamalı ve saygı duymalıyız.


Google Plus ile Paylaş

Kısaca: Unknown

Panelde şablon düzenle deyip, bu satırı aratarak buraya kısaca hakkımda yazısı yazabilirsiniz.
    BLOGGER YORUMLARI
    FACEBOOK YORUMLARI

0 yorum :

Yorum Gönder