Milletinin özgürlüğü ve
bağımsızlığı uğruna, Rus zindanlarında işkenceler görmüş Büyük Fikir adamı…
Mustafa Kemal Atatürk, Mehmet
Emin Resulzade ve Mahatma Gandi hayranı yılmaz bir savaşçı…
Ölümünün üzerinden 15 yıl geçmiş
olmasına rağmen Ebulfez Elçibey koca yüreği, fikirleri, yazdığı kitapları ve
adamlığıyla âşık olduğu milletinin içinde yaşamaya devam ediyor.
Asıl adı Ebulfez Aliyev olan
Elçibey a24 Haziran 1938 yılında Nahçıvan’da doğar. Elçibey adı yıllar sonra
Azerbaycan hükümeti tarafından verilecektir.
Babasının 2.Dünya savaşında ölümü
üzerine yetim kalmış, ömrünün ilk yıllarında hayatın zorluklarını yaşayarak
öğrenmiştir.
İlkokul ve lise yıllarında
bulabildiği her kitabı okuyarak ileriki yıllarda oluşacak fikir adamlığının
temellerini o yıllarda atmıştır.
Üniversite yıllarında tarih
bilimine ilgisi artmış milli bağımsızlığın önemini vurgulayarak arkadaşlarıyla
beraber siyasi tartışmaların içine girmiş, baskıcı Sovyet yönetimine rağmen
örgütlenme faaliyetleri içinde bulunmuştur.
Üniversite öğrenimini Arap Dil ve
Edebiyatı alanında tamamladıktan sonra Mısır’a yerleşmiş, iki yıl bu ülkede
tercüman olarak görev yapmıştır. Görevi sırasında Luksor şehrinde yapılan
toplantıya katılan Sovyet Komünist Parti Genel Sekreteri Nikita Kruşçev’in elini sıkmayarak tepkisini
göstermiş, bu olaydan sonra Rus yetkililer tarafından takip edilmeye
başlanmıştır.
Azerbaycan’a döndükten sonra
Üniversite öğrencilerini etrafında toplayarak, bağımsızlık fikirlerinin genç
beyinlerde filizlenmesini sağlamıştır. Bu yaptığı faaliyetlerin ardından
tutuklanarak yıllarca Rus Maden ocakları ve hapishanelerinde türlü işkenceler
görmüştür.
Yattığı hapis yılları, çektiği
işkenceler ve doğrucu fikir adamlığı 1989 yılında Azerbaycan Halk Cephesi partisinin
Başkanı olmasını sağlamıştır.
Sovyetler Birliğinin dağılma
sürecine girmesiyle 1992 yılında yapılan seçimlerde Azerbaycan Cumhuriyeti’nin
Devlet Başkanı seçilmiştir.
İnsana ve Milletine verdiği değer
Onun, Cumhurbaşkanlığı döneminde politikalarına yansımıştır. Maddi hırsı, egosu
olmadığı gibi Çocukla çocuk, yaşlıyla yaşlı olmuştur.
Ölümün bir gün kaçınılmaz
olduğunu asla unutmamış ve bu doğrultuda emanetçi olduğu dünyada sadece Milleti
için çalışmalar yapmıştır.
Cumhurbaşkanı seçilmesinin üzerinden
henüz bir yıl geçer ve Görevden aldığı Milli Savunma Bakanı Suret Hüseyinov
darbe girişiminde bulunur. Bunun üzerine Elçibey, o dönem Nahçıvan Özerk
bölgesinin Başkanı olan Haydar Aliyev’i kendisine destek vermesi için Bakü’ye
davet eder. Haydar Aliyev Bakü’ye geldikten sonra Elçibey aleyhinde propaganda
çalışmalarında bulunarak ülke içi gerginliğin artarak devam etmesine neden
olur. Makam, Koltuk, Para hırsı olmayan Ebulfez Elçibey kardeş kanının
akmasından korkar. Süreci biraz geriden takip etmek için doğduğu topraklara,
çocukluğunun geçtiği baba ocağı köyüne döner.
Bir süre kafasını dinleyen
Elçibey on gün sonunda aldığı kararı açıklar.
”Görevimin başındayım!”
Fakat düşündüğü gibi olmaz.
Aliyev’in Rus KGB istihbaratıyla yaptığı çalışmalar meyvesini vermiş, Bakü’ye
dönmek isteyen Elçibey’in uçağı kurşunlanmış 4 yıl 4 ay boyunca Kelekin’de
hapis hayatı yaşamıştır.
Bunun üzerine Askeri
birlikleriyle Bakü’ye giren Hüseyinov ’la anlaşan Aliyev Cumhurbaşkanlığını
kendi alarak Başbakanlığı Hüseyionav’a bırakmıştır. Ve bugün Azerbaycan’da
hüküm süren Aliyev ailesinin dönemi bu şekilde başlamıştır.
1997 yılında Bakü’ye dönen
Elçibey Muhalefet Partisinin başına geçer. O dönemde başlayan sağlık sorunları
yakasını bırakmaz.
Türkiye’ye gelerek tedavi
sürecine başlayan Elçibey 22 Ağustos 2000 tarihinde Ankara’da uçmağa varır.
Milli hassasiyeti, Fikir
adamlığıyla ölümünün ardından 15 yıl geçmesine rağmen hala yüreklerde bulunan
bu mazlum güzel adamın ruhu şad, ömrü ömürlerimize örnek olsun.
BLOGGER YORUMLARI
FACEBOOK YORUMLARI